-
1 kafa sallamak
kafa sallamak (olumlu)v. nod--------kafa sallamak (olumsuz)v. shake one's head -
2 kafa sallamak
кива́ть голово́й -
3 kafa\ sallamak
кива́ть кива́ть голово́й -
4 kafa
kafa Kopf m; Schädel m; fig Köpfchen n (Verstand);kafa dengi Gesinnungsgenosse m;kafa işçisi Kopfarbeiter m, -in f;kafa patlatmak sich (D) den Kopf zerbrechen;kafa sallamak zu allem ja sagen;-e kafa tutmak sich auflehnen gegen A;kafa tutucu Trotzkopf m;-e kafa yormak sich (D) den Kopf zerbrechen über A;-in kafası bozulmak fig aus der Haut fahren;-in kafası işlemek nicht auf den Kopf gefallen sein;-in kafası şişmek fig einen schweren Kopf haben;-i kafasına koymak sich (D) etwas ( oder es) in den Kopf setzen (zu …);-in kafasına vurmak Wein jemandem in den Kopf steigen;-i kafasında tutmak behalten A, nicht vergessen A;kafasını kadırmak sein Haupt erheben;kafasını taştan taşa çarpmak sich (D) an die Brust schlagen;kafayı çekmek fam sich besaufen;ucuz yoldan kafayı bulma fam Flatratesaufen n -
5 kafa
голова́ (ж)* * *голова́••- kafadan atmak
- kafası bozulmak
- kafası bulanmak
- kafayı bulmak
- kafası çalışmak
- kafa çekmek
- kafayı çekmek
- kafa değiştirmek
- kafayı değiştirmek
- kafasının dikine gitmek
- kafa dinlemek
- kafası dönmek
- kafası dumanlamak
- kafası durmak
- kafasını ezmek
- kafa göz yarmak
- kafadan gayri müsellâh
- kafasından geçirmek
- kafası işlemek
- kafa kafaya vermek
- kafasını kaldırmak
- kafa kalmamak
- kafasını kaşıyacak vakti olmamak
- kafası kazan olmak
- kafası kızmak
- kafasına koymak
- kafasını kullanmak
- kafasını kurçalamak
- kafa patlatmak
- kafa sallamak
- kafasına sığmamak
- kafasını sokmak
- kafasına söz girmemek
- kafası şişmek
- kafasının bir tahtası noksan
- kafası takılmak
- kafasını taştan taşa çarpmak
- kafa tutmak
- kafasında tutmak
- kafayı tütsülemek
- kafasını uçurmak
- kafasına uymak
- kafayı üşütmek
- kafayı ütülemek
- kafasına vur
- ekmeğini elinden al
- kafasına vura vura
- kafasına vurmak
- kafası yerinde olmamak
- kafası yerine gelmek
- kafa yormak
- kafadan kontak -
6 sallamak
v. shake, swing, rock, wag, wave, waggle, agitate, brandish, flap, flirt, flourish, jog, joggle, jolt, roll, switch--------sallamak (baş)v. nod--------sallamak (kafa)v. bob -
7 kafa
"1. head. 2. mind, mental attitude. 3. intelligence. 4. a large marble, shoooter. - ya almak slang 1. /ı/ to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job). -sı almamak /ı/ 1. not to be able to understand. 2. to be too tired to understand. 3. not to be able to believe. -dan atmak to make up something and try to pass it off as the truth. - boşluğu cranial cavity, cavum cranii. -sı bozulmak colloq. to blow one´s top, get angry. -sı bulanmak to get confused. -yı bulmak slang to be pleasantly tipsy (from drink). -sı çalışmak to be on the ball. -yı çekmek colloq. to do some serious drinking, Brit. have a booze-up. -sından çıkarmak /ı/ to put (an idea) out of one´s head. -sına dank etmek/demek to dawn on one at last. - değiştirmek to change one´s mind; to change one´s way of thinking. - dengi 1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded. -sının dikine gitmek to go one´s own way, do as one pleases. -sı dinç olmak to feel fresh and alert. -sı dönmek 1. to be confused and perplexed. 2. to feel dizzy. -sı dumanlı 1. tipsy, tight. 2. tired and confused. -sı durmak to be too tired to think. -dan gayri müsellah colloq. nutty, not quite right in the head. -sına girmek /ın/ 1. to make good sense, seem to be right (to). 2. to comprehend, understand. - göz yarmak to be awkward and unskillful. - işçisi white-collar worker. -sı işlemek to be on the ball. -sı izinli olmak slang for one´s mind to be elsewhere; to wool-gather. - kafaya vermek to put their heads together. - kalmamak /da/ to be so worn out one can´t think. -sı karışmak (for someone) to get confused. -sını kaşıyacak vakti olmamak to be too busy to think, not to have time to turn around. -sı kazan (gibi) olmak for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sını kızdırmak /ın/ to make (someone´s) blood boil. -sı kızmak to get angry. -dan kontak colloq. cracked, nutty, touched in the head. -sına koymak /ı/ to get hold of (some idea); to take it into one´s head (to do something). -sını kullanmak to use one´s head. -sını kurcalamak /ın/ to make (one) think. - patlatmak to do a lot of hard mental work. -dan sakat colloq. cracked, nutty, touched in the head. - sallamak to rubber-stamp everything, be a yes-man. -sına sığmamak not to be able to comprehend. -sında şimşek çakmak to get a sudden inspiration. - şişirmek (for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight. -sı şişmek for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sına takılıp kalmak to stick in one´s mind, not to leave one´s mind. -sı taşa çarpmak to learn something the hard way. -sını taştan taşa çarpmak/vurmak 1. to regret bitterly a lost opportunity. 2. to feel very remorseful. - tutmak /a/ to defy; to oppose challengingly. -yı tütsülemek slang to get tight, get tipsy. - ütülemek slang to talk someone to death, talk someone´s ear off. -sına vur, ekmeğini elinden al. colloq. He is so meek you can walk all over him. -sına vura vura by force. -sına vurmak (for drink) to go to one´s head. -sını vurmak /ın/ to behead. -yı (yere) vurmak 1. to hit the sack, hit the hay. 2. to take to one´s bed, get laid up (owing to illness). - vuruşu soccer header. - yağı slang sperm, semen. -sı yerinde olmamak to wool-gather; for one´s mind to be elsewhere. -sı yerine gelmek to come back to earth; to start thinking straight again. - yormak to ponder, think hard, rack one´s brains." -
8 кивать головой
kafa sallamak -
9 кивать
kafa sallamak* * *несов.; сов. - кивну́ть, однокр.1) başını sallamak; baş işaretiyle selamlamak; başı ile selam vermek ( в знак приветствия)он утверди́тельно кивну́л (голово́й) — başı ile tasdik etti; evet anlamında baş işareti yaptı
2) (указывать на кого-что-л.) başıyla işaret etmekон кивну́л на сосе́да — başıyla yanındakini işaret etti; çenesiyle yanındakini gösterdi
-
10 shake one's head
kafa sallamak (olumsuz), başını sallamak (olumsuz), onaylamamak* * *(to move one's head round to left and right to mean `No': `Are you coming?' I asked. She shook her head.) (başını sallayarak) reddetmek -
11 nod
n. kafa sallama, baş işareti, başı öne düşme————————v. kafa sallamak (olumlu), sallamak (baş), başı ile onaylamak, başıyle selâm vermek, başı öne düşmek, hata yapmak, dikkatsiz davranmak* * *1. başını eğ (v.) 2. başın öne eğilmesi (n.)* * *[nod] 1. past tense, past participle - nodded; verb1) (to make a quick forward and downward movement of the head to show agreement, as a greeting etc: I asked him if he agreed and he nodded (his head); He nodded to the man as he passed him in the street.) başını eğerek tasdik etmek2) (to let the head fall forward and downward when sleepy: Grandmother sat nodding by the fire.) (uykusu gelip) başı önüne düşmek2. noun(a nodding movement of the head: He answered with a nod.) baş sallama- nod off
См. также в других словарях:
kafa sallamak — 1) ikaz etmek için başını iki yana veya öne arkaya hafifçe eğmek 2) baş sallamak 3) doğru veya yanlış her şeye evet demek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ahfeş — is., öz. Söylenen sözü anlamadan kafa sallayarak onaylamak anlamında Ahfeşin keçisi gibi başını sallamak deyiminde geçen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük